26 Nisan 2012 Perşembe

Sinema

Sanırım ilk kez Pakize Suda kadınlar için demişti bu lafı. Sonra, öznesi erkekler, fanatik taraftarlar diye değişip liste uzadı. Ama lafın orijinal hali hiç değişmedi:
“Bir kadını anlamak istiyorsan hamamböceğini takip edeceksin: Hamam böceği bir istikamete doğru yol alırken, hiçbir engelle karşılaşmamasına rağmen aniden durur ve bambaşka bir yöne doğru koşmaya başlar. Bunun nedenini çözdün mü kadınları da anladın demektir”
Bu lafın ortaya çıkmasından yıllar once bir benzerini de Teoman’dan duymuşluğum vardır. Sosyoloji bölümünde okuyan Teoman, Kadın Araştırmaları üzerine bir tez yazmak istemiş ve kadınlar konusunda oldukça detaylı araştırmalarda bulunmuş ve vakti zamanında aynen şöyle demiştir:
“Kadınların ne yapabileceklerini artık çözebiliyorum. Ama bunu neden yaptıkları konusunda hala en ufak bir fikrim yok”
Şimdi bakıyorum; adam sosyoloji okumuş, kadınlar üzerine master yapmış ve hala konuya tam olarak vakıf değil.
Ben ne yapayım kardeşim, ben ne yapayım.
Ne yıllarca sosyoloji okudum, ne de kadın üzerine master yaptım. Kadınlar üzerine tüm deneyimim, en uzunu 1 yılı bile bulmayan ‘sevgili’ dönemlerinden ibaret. Ben ne bu işin okulunu okudum, ne masterını verebildim.
Üniversite giriş sınavındaki integral sorusunu ilkokul bilgimle çözmeye çalışsam da, tekrar tekrar denemekten yılmam.
O akşamda aynısı oldu.
Organizasyon işinden pek anlamayan ben, toplu bir sinema organizasyonu işini kız arkadaşıma bıraktım. Daha doğrusu organizasyonu yapma işini, hevesle benim elimden aldı. Sorun diil. Zaten pek sever böyle şeyleri.
Neyse efendim 5 kız ve 5 erkekten oluşan bir grup Pazartesi akşamı sinemaya gidecez. Pazartesi sabahı, mesai nedeniyle zaten zihinler bulanık, e-mailler havalarda uçuşmaya başladı. Her toplulukta olduğu gibi film yine bir türlü seçilemedi. 10 kişi var, 10undan da farklı bir film adı geliyor. 10 saniyede bir, benim böğürtlen cebimde, toplantı-tuvalet dinlemeden her yerde  titriyor.
-          Ona gidelim
-          Iyy iğreaaannç
-          Şuna gidelim,
-          Ay o film çok kötüymüş.
-          Buna gidelim
-          O filmi biz geçen hafta Tankut’la izlediiiiğğk.
Sonuçta her toplulukta olduğu gibi herkesin reddetmeyeceği ama kesinlikle severek izlemeyeceği bir ortak filmde karar kılındı: Herkes mesai bitiminden sonra sinemaya gelecek, orda buluşacaz ve birlikte girecez.

Kız arkadaşım, arkadaş grubunun nerdeyse sülalesini bile tanıdığı için, her biri farklı şirketlerde çalışan arkadaşlarımdan hangisinin hangi servise binmesi gerektiğini, hangi otobüse binip hangi durakta inmesi gerektiğini, arabasıyla gelecek olanın geleceği sinemanın tam GPS koordinatlarına kadar envai çeşit organizasyonu yaptı. Biletleri internetten aldı. Ve bunların hepsini öğlen yemeğine kadar yaptı.
Mesai bitti, sinemaya gittim, herkes sinemanın önünde bekliyor, muhabbetler gülüşmeler gırla gidiyor. Hatta fazladan 2-3 kişi daha bile gelmiş.
Ama bizimkisi yok.
Filmin başlamasına 2 dk kalmış hala ortalarda yok. Halbu ki, buraya en yakın işyeri onun. Yürüyerek 10 dakika.
Yine aklımdan binbir senaryo geçiyor. Çünkü maalesef bu ilk kez yaptığı şey değil. Saçları ve makyajı tam içine sinmediği için kuaförden çıkıp, doğruca eve gittiğini bilirim. Giyecek uygun kıyafeti yok diye, arkadaşlarından birinin düğününe gitmediğini bilirim. Sırf kuaföre gidecek enerjisi yokmuş diye, kına gecesine katılmadığını bilirim. Hatta canı birden dışarda olmayı değil, evde yatmayı delicesine istediği için beni tiyatro kapısında 1 saat beklettiğini bilirim. Aklıma o senaryoların tamamı geliyor.  Hemen arıyorum:
-          Hayatım biz geldik, filmin başlamasına 1 dk kaldı nerdesin?
-          Ben gelmiyorum siz girin filme, diye donuk bir cevap geliyor.
Buyur burdan yak. Sen bütün gün organizasyonu yap ama gelme.
-          Nooldu hayatım birşey mi oldu, diyorum.
-          Yok bir şey, diyor. Şimdiye kadar duyduğum en korkutucu cevaptır bu: Başımdan aşağıya kaynar sular dökülüyor.
Bir konuda kadının canı sıkılmışsa, erkek ona ilk olarak "ne oldu" diye bir soru cümlesi yöneltir, ve bu soruya kadın ilk olarak "bir şey yok" diye cevap verir. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Bak güzelim tamam anladık birşey yok derken aslında "şu anda kızgınım üzgünüm ve küfür ediyorum, lanet olsun, uf yaa, neler oldu neler" demek istiyorsun ama bunu neden direk olarak ilk etapta söylemiyorsun, anlamıyorum.  Bu tuhaf durum erkeğin bu sefer "ya aşkım ne oldu söyler misin" sorusunu ikinci ve üçüncü defa sormasıyla devam eder. Kız birden ciddileşip "ya bak bir kere sordun birşey yok dedim, ikinci kez sordun birşey yok dedim, anlasana birşey var ama ben konuşmak istemiyorum ve sen zorladıkça moralim bozuluyor" diyerek bir de azar işitirsiniz.
Ben ilkokul seviyesinde dolanan ‘ilişki’ bilgimle direkt olarak bu ara etapları savuştururum ve konuşmaya şöyle devam ediyorum.
-          Anladım. Birşeyler var ama şimdi sorarak canını sıkmayayım. Sonra sen sakinleştiğinde konuşuruz.
Neyse efendim, biz filme girdik. Pek çoğumuzun önyargıyla bek beğenmeden isteksizce seçtiği film gayet de güzel ve çok keyifli bir komedi çıktı. Yüzümde sırıtma ifadesiyle filmden çıktım. Arkadaşlarla sinema önünden ayrıldık, telefonu açtım, bir de baktım ki tam 5 mesaj var.
Buz kestim.
“benmle bu kadr ilgilenyorsun demk ki”
“ne oldu ne bitti diye hiç de sormk öğrenmk yok, afrin sna”
“bn burda yaşıyomuym, neden gelmedn  diye bir sormadn ble”
“bn burda acılr içindeykn, sen ii eğln bkalım”
“nyse bn yatıyorm, sna iyi eğlncler”

*

Ancak, 3 günün sonunda cesaret edip arayabildim ve neden o akşam filme gelmediğini de nihayet öğrenebildim. Meğer buluşacağımız gruba sonradan gelen kızlardan biri olan Aylin’in, 2 ay once bir barda eğlenirken onu sinir eden bir hareketi aklına gelmiş. Ona hala çok kızgınmış ve kendini tekrar onunla aynı ortamda bulunmaya hazır hissetmiyormuş. Yoksa saçını başını yolarmış.
Rahatladım. Üzerimden büyük bir yük kalktı. Neyse ki benle ilgili değilmiş.
Bunun için Aylin’e teşekkür mü etsem acaba.

3 yorum:

  1. ..mizahına derinliğine sağlık..

    YanıtlaSil
  2. "Neden aramak için üç gün bekledin?" de diyebilirdi :)) Haksiz da sayilmazdi hani :)

    YanıtlaSil
  3. pek de matah bir hikaye gibi gelmedi bana hacı ya

    YanıtlaSil